“Niçin hızlı okumaya ihtiyaç duyalım? Bu tür okumanın yararları nelerdir ?” Soruları sanırım herkesin aklından geçmektedir.
Günümüz insanı okumak konusunda mevcut kapasitesini bütünüyle kullanamamaktadır. Günlük yayınların yoğunluğu, bilim alanındaki gelişmeler, öğretim sırasında okunması gereken dökümanların her geçen gün biraz daha artması karşısında insanlar çaresiz kalmakta; hepsini okuyacak zaman bulamamaktadır.
Bu konuda yapılan araştırmalar, çağımız aydınının ortalama olarak dakikada 500 kelime okumasının gerekli olduğunu göstermiştir. Bunun da ötesinde bir okuma hızına ulaşmak, özellikle yönetici kadroların ideali olmak zorundadır.
Üst seviyedeki bir komutanın, bir karargah subayının, bir devlet adamının, yalnız günlük işlerle ilgili olarak imzaladığı belge ve yazışmaların okunması bile dakikada 500 kelimeden düşük bir okuma hızıyla mümkün görünmemektedir.
Bütün bunların üzerine eklememiz gereken şu hususunda unutmamamız gerekmektedir:
Hiç olmazsa her gün en az bir günlük gazeteyi, her hafta en az bir haftalık dergiyi, her ay en az bir aylık dergiyi okumak bir aydının kültürünü geliştirebilmesi, çevreden olaylardan haberdar olabilmesi için asgari şartlardandır. Buna, ayrıca okunması gereken kitapları da eklemeliyiz.
Biz 10 yaşında okumaya başlasak ve 60 yaşına kadar hiç aksatmadan her hafta bir kitap okusak, ki bunu yapabilenler yok denecek kadar azdır, bu 50 yıllık süre içinde ancak 2600 kitap okuyabiliriz. Bu kütüphaneler dolusu kitap karşısında gülünç bir sayıdır. Küçük bir ilkokulun kitaplığında bile bundan daha fazla kitap bulunur.
Bir yandan görevlerini yürütürken, diğer yandan Harp Akademisi imtihanlarına hazırlanan bir subayın kısa sürede 500 kadarını da incelemesi gerekmektedir.
İşte bütün bunlar, bizi hızlı okumaya yönlendiriyor. Hızlı okuma, bilgi ve kültür alanında kendimizi aşmanın yollarını hazırlıyor.