Yazma, dil ve okuma bozuklukları birlikte olduğundan, bir çocuk okumayı öğrenmeden önce; ifade edici dil bozukluğu tanısı, daha sonra yazılı ifade bozukluğu tanısı konur. İleri derecedeki olgularda yazılı ifade bozukluğu ikinci sınıfta, daha az ciddi olgularda 5. sınıfta veya sonrasında belirgindir. Yazılı ifade bozukluğu olan bir çok insan zamanında eğitim desteği alırsa orta eğitime hatta yüksek öğretime bile devam edebilir. Başarı; bozukluğun şiddetine, yaşa, eğitim desteğinin ne zaman başladığına, süresine ve devamlılığına, ikincil duygusal ve davranışsal sorunların olup olmamasına bağlıdır.Eğitimde destekleyici yazılı ifade yöntemleri etkili olabilir. Bunun yoğun, devamlı ve birebir uygulanmasıyla en iyi tedavi sonuçları elde edilir. Fazladan günde iki saat kadar yazma dersi uygulanabilir. yazı çalışmaları aşamalı olarak artarak devam eden süre ve miktarda olmalıdır. Yazılacak konu ve çizgi-karalama-boyama-eksik tamamlama gibi etkinliklerde çocuğun sevdiği konular seçilmeli ve ilk başta uzun yazılardan uzak durularak yazıya olan sevgiyi ve ilgiyi azaltacak etkenlerden kaçınılmalıdır. Ayrıca bu durumlarda “CEZA OLARAK FAZLADAN CÜMLE YAZDIRMA VE ÖDEV ARTIRMADAN “ şiddetle uzak durulmalıdır.
Yazı, iletişimin karmaşık ve yüksek işlev gerektiren bir sunumudur. Alıcı ve ifade edici dil gelişiminin ardından kazanılır. Yazabilmenin öncülleri, anlama, dinleme, konuşma ve okumadır. Yazabilmek için akılda tutabilme, her harf ve sesin zihinde formülasyonunun sözcükler ve tümcelere dönüşmesini sağlama, kasların uygun biçimde kullanılması ile harfleri seslere uygun biçimde sembolleştirme ve biçimlendirme gerekmektedir. Çocukların yazılarının doğrudan gözlenebilir, değerlendirilebilir, görsel ve motor becerileri yansıttığı düşünülür. Yazıya ilişkin sorunlar pek çok nedene bağlı olabilir. Etkin motor beceriye ilişkin zorluklar, görsel bilgiyi motor çıktı olarak transfer etmekte sorunlar, görsel ve işitsel algı ile ayrımlaştırma güçlükleri, yazının öğrenilmesini güçleştiren nedenler arasında yer alır. Ayrıca hızlı yazmaya çalışmak ve süre azlığı kaygısı da yazının kötü olmasına neden olabilir.
Yazının düzeltilmesinde bireyin yazısı ile dalga geçilir ve kötü olduğu konusu sürekli gündemde tutulursa düzelmenin önüne engel konmuş olur. Yazı konusunda kriter var mıdır? Evet vardır. Amaç güzel yazı yazmaktır ama bu durumlarda eğer yazıyı başka bireyler rahatlıkla okuyabiliyorsa bu yeterlidir. Yoksa her bireyin yazısı güzel değildir. Önemli olan okunabilir olmasıdır.
Çok teşekkürler çok yararlandım paylaşımlardan.