Bireysel Emeklilik

Bireysel Emeklilik Sistemi, bireylerin ileriki yaşlarında kullanmaları amacı ile güvenli bir şekilde tasarruf  yapmalarını ve bu tasarruflarını yatırıma çevirmelerini sağlayan özel bir emeklilik sistemidir. Sistem, 7 Ekim 2001’de yürürlüğe giren Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile düzenlenmiştir.

Sistem  nasıl işliyor?

Bireysel emeklilik gönüllü katılım esasına dayanır. Medeni haklarını kullanma ehliyetine sahip çalışan veya çalışmayan, isteyen herkes bireysel birikimlerini emeklilik fonlarında değerlendirebilirler. Sisteme katılacak kişiler, Hazine Müsteşarlığı’ndan emeklilik ruhsatı almış bir emeklilik şirketi ile emeklilik sözleşmesi imzalayarak sisteme katılabilirler.

Katılımcılar sisteme dahil olduktan sonra isterlerse erken ayrılabilirler yada katkı payı ödemeye ara verebilirler. Bireysel Emeklilik Sisteminde, sisteme giriş tarihinden itibaren en az 10 yıl  süre ile sistemde kalan, 56 yaşını tamamlayan ve asgari katkı payını ödeyen herkes emekli olmaya hak kazanır. Emekliliğe hak kazanıldığında  elde edilecek gelir, katkı paylarının miktarına ve bunların getirisine bağlıdır.

Bireysel Emeklilik Sistemi, katılımcıların katkı payı ödemelerini kendi seçtikleri emeklilik yatırım fonlarında  değerlendirmelerine, risk ve getiri tercihi yapmalarına olanak sağlar. Katılımcılar, ilk  emeklilik sözleşmesinin yürürlük tarihinin ardından 1 yıl geçmesinden sonra birikimlerini  başka bir Emeklilik Şirketine aktarabilirler.

Emekliliğe hak kazanan katılımcılar, hesaplarındaki birikimlerinin bir kısmının veya tamamının defaten ödenmesini yada yapacakları yıllık gelir sigortası sözleşmesi çeçevesinde  kendilerine maaş bağlanmasını talep edebilecekler.Maaş bağlama, aylık, üçer aylık, altı aylık  veya yıllık olabilecek. Emeklilik sözleşmesi  süresi içerisinde  katılımcının vefat etmesi halinde lehdarı, sürekli iş görmezlik durumunun ortaya çıkması halinde ise katılımcı, bireysel emeklilik hesabındaki birikimlerin kendisine ödenmesini talep edebilecektir..

Bireysel emeklilikte vergi avantajı;

Devlet, Bireysel Emeklilik Sistemi’ni  çeşitli vergi avantajları ile destekliyor. Katılımcı  katkı payı ödenmesi aşamasında,

* Ücretliyse, aylık brüt maaşının % 10’unu ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını,

* Beyana tabi vergi mükellefi ise, yıllık brüt gelirinin % 10’unu ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşmayan kısmını vergi matrahından düşebilir.

* Emeklilikte ise, ödenecek toplu paranın % 25’i vergiden muaf  tutularak, kalan % 75 üzerinden % 5 stopaj kesintisi yapılarak ödeme yapılır.

* 10 yıldan önce sistemden çıkılması halinde, birikimler % 15 stopaj kesintisi yapılarak ödenir.

* 10 yıldan sonra 56 yaşından önce sistemden çıkılması halinde, birikimler % 10 stopaj kesintisi yapılarak ödenir.

Sistem  güvenilir mi?

Bireysel Emeklilik Sistemi’nin güvenirliğini sağlayabilmek için devlet gerekli tüm düzenlemeleri yapmış durumdadır. Emeklilik Gözetim Merkezi, emeklilik şirketlerinin faaliyetlerini günlük olarak gözetip denetlemektedir. Ayrıca tüm sistem Hazine Müsteşarlığı ve SPK tarafından da denetlenmektedir. Emeklilik şirketleri en az üç adet değişik fon kurmak zorundadır. Fonlara aktarılan katkı paylarının ise ;

* Nakit, vadeli ve vadesiz mevduat,

* Borçlanma araçları (ters repo dahil) ve hisse senetleri,

* Kıymetli madenlere ve gayrimenkule dayalı varlıklar,

* Repo işlemleri,

* Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri,

* Borsa para piyasası işlemleri,

* Yatırım fonu katılma belgeleri,

* Sermaye Piyasası Kurulu’nca uygun görülen ve kamuya ilan edilen diğer para ve sermaye piyasası araçları  dışında herhangi bir araca yatırılması mümkün değildir.

Birikimlerin değerlendirildiği fon varlığı Emeklilik Şirketi ile ilgili herhangi bir durumda kullanılamaz. Bu fonlar teminat olarak gösterilemez, hiçbir şekilde haczedilemez, şirketin  iflası söz konusu olsa dahi, kurulmuş olan bu fonlar iflas masasına dahil edilemez. Böylece birikimler güvence altına alınmış ve sürekli olarak korunmuş olur.

Şule SOYER                                                                                                            Jeoekonomist
29 Eylül 2003

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir