Öğrenme yoluyla kazandığımız bilgi ve becerilerin, doğal yeteneklerimizin, potansiyelimizin en verimli şekilde kullanılabilmesi, bizim için en doğru olan meslek alanı ve işin seçilmesiyle mümkün olabilecektir. Bu sayede birey kendini gerçekleştirebilecek yaptığı işi, mesleğini severek yapacaktır. Yapılan meslekten sadece maddi bir kazanç değil kişi çin çok önemli olan psikolojik kazanç elde edilmiş olacaktır.
Konfiçyüs; ”Sevdiğiniz bir işi meslek edinirseniz, hayatta bir gün dahi olsa çalışmış olmazsınız”.
Edison; “Hayatta bir gün bile çalışmadım, hepsi keyiften ibaretti”.
En iyi meslek, bireyin özellik ve koşullarına en uygun olan, onu en çok tatmin edecek ve tüm yeteneklerini kullanarak kendini geliştirebileceği meslektir.
MESLEK SEÇİMİ HAYATIMIZDA NELERİ ETKİLER?
• Kişinin o alanda iş bulma olasılığını etkiler.
• Kişinin başarı ve başarısızlığını etkiler.
• Kişinin işinden hoşlanıp hoşlanmadığını belirler.
• Meslek seçimi hayatın diğer yönlerini de etkiler. (Eşinizin seçimini, yaşadığınız
mekanı vb).
• Bireyin dünya görüşünü ve değer yargılarını belirler.
• Tatil ve dinlenme sürenizi belirler.
• Sağlık durumunuzu etkiler.
• Toplumdaki statünüzü ve rollerinizi belirler.
REUTERS Haber Ajansı’nda, ABD’de yapılan bir araştırmaya göre ücret, kariyer olanakları, stres, esneklik ve yaratıcılık potansiyeline göre en iyi meslek sıralaması şöyle;
– Tasarım Yönetimi
– Yazılım Mühendisliği
– Bilgisayar programcısı.
– Üniversite hocası.
– Finansal danışman.
– İnsan kaynakları uzmanı.
– Doktor asistanı.
– Pazar analisti.
– Bilişim analisti.
– Emlak eksperi.
– Eczacı.
– Psikolog.
05.05.2007
Şule SOYER
Jeoekonomist
Disleksi için Umut Veren Çalışma
Disleksiyle baş edebilmek için özel eğitim desteği gerekiyor. Bugüne kadar disleksililerin eğitiminde kullanılan klasik yöntemlerin yetersiz kaldığını düşünen San Francisco’daki California Üniversitesi’nden Michael M. Merzenich ve William M. Jenkins ile New York’taki Rutgers Üniversitesi’nden Paula Tallal, dil öğrenme bozukluklarını tedavi etmek amacıyla bilgisayar oyunları geliştirdiler ve Ocak ayının Science dergisinde geleceğe dönük umut veren bu çalışmalarını yayımladılar. Bazı araştırmacılar bu yeni tedavi yönteminin çocuklarda olduğu kadar yetişkinlerde de disleksiyle baş edebilmeye yardım edeceğini düşünüyorlar. Bu araştırmacılar, fonemleri bazı süreçlerden geçiren bilgisayara dayalı bir teknik oluşturarak bilgisayar oyunları geliştirdiler. Bu çalışmada kelimeleri oluşturan hecelerin % 50 oranında uzatılarak söylendiği ve sessiz harflerin düzeyinin yükseltildiği bilgisayar oyunları ürettiler. Bilgisayar oyunlarında düşsel yaratıklar, çan ve ıslık sesleri ile ödül niteliğinde uygulamalar da var. Bir monitörün karşısına kulaklıklarla oturan çocuk da, ba, ta, ka gibi birbirine benzeyen hecelerin seslerini duyuyor. Çocuğun oyunu kazanabilmesi için zevkli, dikkat çekici görüntülere eşlik eden seslerin şaşırtıcı parçalarını birbirinden ayırması gerekiyor. Doğru cevap verdiğinde ise ödül alıyor. Duyduğu sesleri doğru ayırt edince uçan inekleri yakalayabiliyor, sirk akrobatlarının ipe tırmanmasını sağlıyor ve palyaçoları su kovalarına düşürebiliyor. Başında kolay olan oyun, giderek zorlaşıyor. Araştırmacılar hazırladıkları bu oyunları zekları en az ortalama düzeyde olan, işitme sorunu olmayan, ancak fonemleri birbirinden ayırt etmede sıklıkla güçlük çeken çocuklar üzerinde denediler. Dört haftalık bir süre içinde, çocukların neredeyse tümünün kayıp yıllarını tamamlayabildiğini belirten araştırmacılar, bu tedavi yönteminin bütün disleksililere hitap edip edemeyeceği konusunda henüz bir çalışma yapmadıklarını söylüyor. Oyunların amacı heceleri anlaşılabilir hale getirmek.