İş Hayatında Motivasyonun Verimliliğe Etkisi

Firmalar ile insanlar arasında karşılıklı faydanın temin edildiği “alış-veriş” vardır. Bir kimsenin bir firma için faydalı olabilmesi ancak firmanında bu kişi için faydalı olması ile mümkündür. Aksi durumda ise firma bu kişiden gerektiği kadar faydalanamaz.
Verimli bir iş ortamı yaratılması için öncelikle kişinin bir işyerinde çalışmasının sebebinin ne olduğu firma tarafından çok iyi sorgulanmalıdır. Genelleme yaparsak ,herkes kendi kişisel amaçları için çalışır .Bu tespitle personelin, yaptığı işin her ne kadar firma çıkarına olduğunu düşünse de bundan aynı zamanda kişisel yarar sağlayacağını anlaması sağlanmalıdır.

Kişinin çalışmasına karşılık aldığı ücret eğer onun temel ihtiyaçlarını karşılamasına yetmiyorsa yaptığı işe yoğunlaşması da çok alt düzeyde olacaktır. Bu da iş verimsizliğine neden olacaktır. Ancak kişiyi motive etmesi amacı ile verilen düzenli prim ve ödemeler de bir süre sonra çalışan için sıradanlaşarak ilk günkü etkisini göstermeyecektir.

Her insan kendisini başkaları ile kıyaslar. İnsanların motivasyonunu, çevresinde kendisine benzer işler yapanların aldıkları para ve yaşam kalitesi etkilemektedir. Kişi kendisine haksızlık ve eksik değerlendirme yapıldığını düşünüyorsa, motivasyonunu kaybedecektir.

Gezi düzenlemek, prim vermek, piknik düzenlemek, kokteyller ve kaynaşma yemekleri organize etmek ülkemizde motivasyon araçları deyince ilk akla gelenler olmaktadır. Bu etkinlikler temelde çalışanlara ait olma kavramını yükleme, insanların çalıştığı firmayı sahiplenme amaçlarını gütmektedir.
Bu etkinlikler sayesinde çalışanların firmayı sevmesi sağlanabilir, firma içinde bir sinerji yaratılabilir ve takım çalışmalarında daha fazla verim alınabilir.
Kişinin motivasyonunda, yöneticiler ve personel arasındaki ilişkiler de etkilidir. Personelle kısa sohbetler, şakalaşmalar, odalarında ziyaretler motivasyon artırıcı olarak kullanılmalıdır.

Kişisel gelişimin önünü açmak ve çalışanı bu yönde teşvik etmek motivasyonu tetikleyeceği için bu uygulama firmada en yüksek verimliliği sağlar.
Nasıl mı? Tabii ki az maliyetle ve küçük bir çabayla çalışanlarınıza kişisel gelişim imkanı sunarak ve kişileri yaptıkları işten sağladıkları kazancın maksimum olduğu bir ortam yaratarak motive edebilirsiniz.
Bunu şöyle bir sistem kurarak sağlayabiliriz;
Benzer işler yapan firmalar kendilerini kapsayan bir network sistemi ile mesleki anlamda faydalı olabilecek kaynakları tedarik ederek bir workshop yaratabilirler ve çalışanların kullanımına açabilirler. Sistem havuza katılan firmalar arasında işler.Kaynağa ihtiyacı olan çalışan buradan bilgi araması yaptıktan sonra istediği yazıları sistem yöneticisinden sipariş eder; İsteğiniz size kurye ile gönderilir. Ayrıca havuzdaki firmalar üniversite ve il kütüphaneleri ile anlaşarak firma çalışanlarına kütüphanelerden kitapları belirli süreliğine kiralama imkanı sağlayabilirler.

Bu hem ekonomik bir yatırımdır hem de diğer motivasyon araçlarına göre çok ucuz ve başarılı bir uygulamadır.

Üzerinde önemle durulması gereken konu insanın bir kaynak olduğudur. İnsandan alınabilecek verim sınırsızdır buda insanı çok değerli bir kaynak yapar. Firmalarda uzmanlık gerektiren insan kaynakları departmanının personel şefliği anlayışından arındırılarak profesyonel bir anlayışla yönetilmesi, firmaların uzun soluklu olabilmeleri ve verimlilik anlamında hedeflerine kısa zamanda ulaşabilmeleri için en gerekli yapılanmadır.

Şule SOYER
Jeoekonomist                                                                                                                      05.05.2007

Globalleşmenin deregülasyon sürecine etkisi

Son yıllarda bilgi teknolojilerinde yaşanan devrim bilgisayar ve iletişim
maliyetlerinin giderek azalmasının sonucudur.

İnternet teknolojisindeki süratli gelişim, çip teknolojisinin ilerlemesi, veri toplama
sistemlerinin teknolojik ihtiyaca cevap verebilmesi, teknoparkların desteklenmesi
ile yazılım sektörünün tetiklenmesi ve geliştirilmesi yönünde yeni araçların
üretilmesi, ekonominin yeniden şekillenmesinde etkili olmuşlardır.

Yeni ekonomide devletin karar alanını daraltan regülasyonların kaldırılması
yönünde yapılan çalışmalar, kamu kudretinin sermayeye devredilmesi yönünde
yapılan yasal düzenlemeler küresel düzeyde deregülasyon eğiliminin baskısıdır.

Sermaye ve finans piyasalarının serbestleşmesi,

Ulusal piyasaların dalgalanmaya bırakılması,

Teknoloji transferlerinin önünün açılması ve uluslararası sermeye akımının desteklenmesi,

Mal ve hizmet ticaretinde tarife ve kotalarda azalma,

Sigorta, telekomünikasyon, finans, hava taşımacılığı sektörlerinde regülasyon
ve tekelciliğin ortadan kaldırılması, bu baskının bir sonucudur.

Firmaların fiyat maliyet yada fiyat dışı rekabet politikası sonucu yurtiçi ve yurtdışı
sektörlerdeki diğer firmalarla aynı yada onlardan üstün olması iç ve dış piyasadaki
arz ve talep koşullarını etkileyen ekonomik politikalara bağlıdır.

Bu bağlamda bakıldığında global ekonomi içinde Türkiye ekonomisinin eskiye
göre daha güçlü olması yaşanabilecek ulusal ve küresel şoklara karşı dirençli
duruma gelmesi uygulanan ekonomik politikalardaki inovasyon’un deregülasyon
sürecine olumlu yansımasıdır.

17 Aralık 2007
ŞULE SOYER
Jeoekonomist

Çocuklarda Konuşma Bozukluğu (bebeksi telaffuz)

Okul çağı çocuklarının konuşma bozukluğunda Ailenin Dikkat Etmesi Gereken Davranışlar

Yapısal bozukluk ve duygusal çatışmaya dayalı olmayan konuşma bozuklukları ailenin özverisiyle düzeltilebilir. Anne baba bu çalışma esnasında sevecen ve sabırlı olmalı hatalı seslerin birden düzeleceğini düşünmemelidir.

Aile çocuğun ağız, dudak, dil organlarındaki kasları çalıştırma alıştırması yaptırmalıdır. Bunun için çocuk sakız çiğneyebilir, dudak kaslarını çalıştırmak için üfleme çalışması, dudaklara bal sürerek dudak yalama çalışılması, a-o harfleriyle ağız yuvarlama hareketleri, diş takırdatma hareketleri yapabilir. Okumaya devam et

Okuma Güçlüğü Olan Çocuklarda Hızlı Okuma Öğretimi

Çocuklarda Okuma Güçlüğü (disleksi & Legasteni) oranı dünyada %10 larda. Bu çok büyük bir rakam. Bilinmeyen ancak en çok görülen öğrenme güçlüğü disleksi’dir. Disleksi (Legasteni) ülkemizde hala tam olarak bilinmemekte. Sizlerden ricamız bu konunun mümkün olduğunca çok kimseye ulaşması ve bu konuda ailelerin çocukları hakkında hızla bilgilenmeye gitmesinin sağlanması.

Okumaya devam et